946-47 yılı civarında Beytülmukaddes (Beytülmakdis) adıyla da tanınan Kudüs’te doğdu; bu sebeple
nisbesi kaynaklarda Makdisî veya Mukaddesî olarak geçer. Hayatı hakkında bilinenler,
Aḥsenü’t-teḳāsîm fî maʿrifeti’l-eḳālîm adlı eserinde anlattıklarından ibarettir. İlköğrenimine Kur’an’ı
ezberleyerek başladı; arkasından Arapça nahiv dersleri aldı. Daha sonra Bağdat’a giderek Kadı
Ebü’l-Hüseyin el-Kazvînî gibi hocalardan Hanefî fıkhı öğrendi; bunun için kendisini Hanefî sayar. Fakat
farklı mezheplere hoşgörüyle bakması ve Fâtımîler’e yakın ilgi duyması, onun bir Şiî dâîsi veya en
azından Şîa sempatizanı olduğu kanaatini uyandırmaktadır. Hayatının yirmi yılından fazlasını Endülüs,
Sind ve İran’ın doğusunda yer alan Sicistan bölgeleri hariç İslâm dünyasını gezerek geçirdi.
Gayrimüslim ülkelerini gezmediği gibi onlardan bahsetmek ihtiyacını da duymamıştır. Seyahatleri
sırasında 967 ve 978 yıllarında hacca gitti, Mecûsî ve Hristiyan bayramlarına katıldı, mutasavvıflarla bir
arada bulundu, gazilerle birlikte savaştı ve ribâtlarda yaşadı; 1000 yılı civarında da vefat etti. Hayatı
boyunca dikkatle topladığı bilgileri gördükleri ve okuduklarıyla ve daima kendi gözlemlerini daha
tecrübeli seyyahlarınkilerle karşılaştırarak sorguladı; ayrıca ehil bulduğu kimselere danıştı. Kırk yaşına
geldiğinde doğrudan gözlem, araştırma ve kişisel deneyimlerine dayanan ünlü eserini kaleme almaya
başladı.